Zakir KAYA " KISA – ÖZET FELSEFE TARİHİ".

Kısa Felsefe Tarihi Özet Bilgiler Geçmiş Felsefi Akımlar ve Filozoflar descartesFelsefe tarihi özetini hazırlarken bir çırpıda okunabilecek bir yazı için uğraştım. Yeterince kısalmamış olabilir. Ömrü boyunca felsefe yapmış adamları bir cümleye sığdırmak epey zor. Zaten iki bin yıl önce yaşayan beyaz giyimli, sandaletli adamlardan beri felsefede pek yeni bir şey yok. Ancak farklı bakış açıları ile felsefe yorumları birikmekte. Söyledikleri ne olursa olsun, hepsinin felsefe yaptıkları, hayatın ardına bakıp onu sorguladıkları bellidir. Her ne kadar farklı gibi görünse de ardına bakma eyleminin farklı gözleridir bunlar. İnsanlığın bu garip uğraşı her zamana ve her yere hitap etmektedir.  Dmy.info/felsefe

MİLET OKULU (MİLATTAN ÖNCE 7. YÜZYIL) THALES, ANAKSİMANDROS, HERAKLİT, ANAKSAGORAS

Evrenin hangi maddeden yapıldığını sordular. Thales: su, Heraklit: ateş dedi. Bilimsel gelişmeye de yol açan bir merak anlayışı geliştirdiler. Varsayımlar, gerçekler toplayıp hipotez üretmek ve bunları sınamak bu filozofların görüşlerinden türemiştir.

PRE SOKRATİK- SOKRATES ÖNCESİ FELSEFE (MÖ. 7-5 YY.) EMPEDOKLES, PARMENİDES, ELEALI ZENO , ÖKLİD, PİSAGOR

Bu düşünürler şeylerin özüyle ilgilendiler. Birlik ve çokluk hakkında fikirler yürüttüler. Zaman ve hareket teorisi(Zeno), Mantık ve matematik teorisi(Öklid ve Pisagor) önemlidir. Parmenides’in birlik ve Pisagor’un matematik düşünceleri Platon’un formlar fikrini etkilemiştir.

DOĞU FELSEFESİ (MÖ.6-5 YY.) LAO-TSE, KONFÜÇYÜS, BUDA

Konfüçyüs hak, adalet, toplum ve davranışlar hakkında bürokrat gözüyle eserler vermiştir. Buda- aydınlanmış kişi- hayatın bir katlanma olduğunu, bu acıyı aşmak(nirvana) için aşırı uçlardan sakınmak gerektiğini söyledi. Lao Tse her şeyin altındaki gerçeği aradı. Tao- yol- adlı anlayışı geçmiş, gelecek ve çevre gibi unsurlarla uyumlu yaşamayı öğütler.

SOKRATES, PLATON, ARİSTOTELES (MÖ.5-4 YY.)

En büyük üç filozof olarak hatırlanırlar. Söyledikleri bugün de felsefenin odağındadır. “Büyük üçlü” diye adlandırılabilir. Platon Sokrates’in öğrencisi; Aristoteles de Platon’un öğrencisidir. Sokrates insanlarla sohbet ederek onların hayatı sorgulamasını sağlıyor, buna da doğurtma diyordu. Felsefeyi bir yaşam yolu olarak gördü. Bir şey yazmadı ama devlete ve kayıtsızlığa karşı duruşu birçok filozofu derinden etkiledi. Onunla ilgili bilgilerin çoğunu Platon diyaloglar halinde yazmıştır. Platon “Akademi” adlı batıdaki ilk yüksek öğrenim merkezini kurarak yüzlerce filozofun yetişmesini sağladı. Formlar teorisi maddi dünyanın ideaların bir yansıması olduğunu söyler. Bilgi bir hatırlamadır. Gerçek, ideal formların bir yansımasıdır. Aristoteles bilginin en büyük çalışanıdır denilebilir. Biyoloji, etik, mantık, metafizik, mantık ve saire tüm bilimlerin gelişmesine yol açmıştır. O da “Lise” adlı yüksek öğrenim merkezini kurmuştur.İlk mantıkçı ve biyolog olarak tanımlanır. Hristiyan, İslam, natüralis ya da materyalist gibi çok çeşitli felsefi anlayışlarda adı geçer. Platon’un formlar teorisini natüralist açıdan yorumlamıştır. 

HEDONİZM EPİKÜR (MÖ.4.YY.)

Hazcı ahlak sistemini geliştirdi. Zevk en iyi şeydir dedi. Zevkin kalitesi miktardan daha önemlidir dedi. Atomcu bir anlayışa sahipti. Her şeyin görünmez parçacıklardan yapıldığını yazdı. Epikürcüler sınırsız dünyalar- galaksiler- olduğuna inandı.

STOACILAR ZENO, SENECA, EPİKTETUS, MARKUS AURELİUS (MÖ.3.4. YY.)

Stoa Zeno’nun ders verdiği avluya verilen addır. Dünyanın tanrı tarafından konulan sarsılmaz yasalarla yönetildiğine inanırlar. Her şey bir nedenle olur. İlahi kanunlara uyum hayatın amacı olmalıdır. Tanrı bir uyum yaratmak amacındadır.

SEPTİKLER- SKEPTİKLER- ŞÜPHECİLER  TİMON, ANTİSTHENES, SEXTUS EMPİRİCUS (MÖ.5.YY MS. 2.YY.)

Var olan tüm fikirleri eleştirmek amacındaydılar. Tüm dogma ve doktrinleri reddettiler. Hiçbir şey tam olarak bilinemez. Şüphe aklın en savunulabilir yanıdır. Epirisizm ve  bilimsel yöntemin doğumunu sağlamışlardır.

KİNİKLER DİYOJEN (MÖ. 4.- MS. 6.YY.)

Zevkler doğal değildir ve zararlıdır. İnsanın kendini terbiye etmesi tek yoldur. Dogmalardan ve varsayımlardan uzak durmak gerekir. Bireysel hırslar, zenginlik, ün kötü şeylerdir. İnsanı sürükleyen, iştaha bağlı dürtülerin bertaraf edilmesi gerekir. Hayat sade bir şekilde sürdürülürse anlamlandırılabilir ve katlanılabilir.

ORTA ÇAĞ FELSEFESİ BOETHİUS, ABELARD, OCKHAM’LI WİLLİAM, İBN RÜŞD, İBN MEYMUN, ANSELM, İBN-İ SİNA, AQUİNAS, DANTE, DUNS SCOTUS ( MS.6.YY.- 15.YY)

Rasyonalizme sıkı bağlılık vardır. Bu dönem Hristiyan Felsefesi ve İslam Felsefesi ile şekillenir. Genellikle tanrı eksenli bir felsefe vardır. Tanrı bilim ve ahlakın sebebi- sonucu olarak nitelendirilmiştir. Var oluşa ve ilahi tasarımlara yorumlar getirildi. Nedenselliğin insanlığı tek başına kurtaramayacağı savunuldu.

BÜYÜK BİLİMSEL ADIMLAR BACON, KOPERNİK, KEPLER, GALİLEO (15 İLA 17. YY.)

Köhne düşünceler gözden geçirildi. Batlamyus’un dünya merkezli evren fikri Kopernik tarafından eleştirildi. Güneş merkezli sistem ve gök hareketleri hakkındaki yorumları kiliseye aykırıydı. Tüm dünyanın içinde bulunduğu ruh halini bu astronomik çabalar değiştirdi. Kepler bunu matematik temellere dayandırdı. Galileo matematik ve bilimi birleştirerek yeni bilimsel görüşler ortaya kordu. Teleskopu ilk defa kullandı. Kopernik’in fikirlerinin doğruluğunu kanıtladı.Francis Bacon bilimin babalarından biridir. Avukat ve yazar olmasına ve bir keşif yapmamasına rağmen indüktif metoda ses getirdi. Bilginin gözlem ve deneyle işlenmesini savundu. Skolastisizmin tam aksi olan fikirler modern felsefeye yol açtı.

ÇAĞDAŞ FELSEFENİN DOĞUŞU HOBBES, DESCARTES, NEWTON (17-18. YY.)

17 yüzyıl ve sonrası Bacon ve Galileo’nun açtığı yoldan yürüyen Hobbes gibi düşünürlerce şekillendi. “Bilimlerin bilimi” ya da öncül bilgi kurmaya çalışıldı. Böylelikle doğa, insan ve toplum bilgisine felsefe ile yaklaşıldı. Maddi evrenin varlığın hareketlisi olduğu Hobbes tarafından savunuldu. Hobbes Leviathan adlı kitabında otoriter yönetimi savunmuştur. Hayatın yorucu, acı, yalnız ve kısa olduğunu söylemiştir. Modern felsefenin babası olarak nitelenen Descartes ise şüpheciliğin binasını inşa etmiştir. Sadece kendisinin düşündüğünden şüphe etmemiştir. Kalan her şey şüphelidir. “Düşünüyorum o halde varım.” cümlesi ile tanınan filozof tekbenciliği ve rasyonalizmi bugünlere taşıyan düşüncelere sahiptir. Matematik ve metafiziğe önemli katkılarda bulunmuştur. Isaac Newtonise fiziği bilimleştiren kişidir. Klasik fiziğin kanunlarını kayda geçirmiştir. Evrenin işleyişi açısından filozofların büyük bir yardımcısı olmuştur. Onun fiziği yasalaştırması gibi, daha sonra Immanuel Kant, felsefenin yasalarını oluşturmaya çalışacaktır.

ÇAĞDAŞ FELSEFENİN TEMELLERİ SPİNOZA, LEİBNİTZ,LOCKE, BERKELEY, HUME, ROUSSEAU, KANT (17-19.YY.)

Spinoza ve Leibniz, Descartes’ın Kartezyen dualizmi adını verdiği düşünceden etkilendi. Kendi metafizik sistemlerini oluşturdular. Descartes, Spinoza ve Leibniz iyilik yanlısı bir tanrı düşünmüşlerdi. Spinoza evrenin oluşumuyla tanrıyı bir tuttu. Panteizmin bu dönemdeki odağıdır denilebilir. Deus Sive Natura- Yani “tanrı ya da doğa” tümcesi ile tanınır. İkisi birbirinin yerine kullanılabilir. Leibnizmonadoloji adlı çalışmasıyla tanınır. “Monad” adını verdiği metafizik birimlerin maddeyi oluşturduğunu söyler. Zihinsel ya da fiziksel her şeyin monad adını verdiği birimlerce oluştuğunu söyler. Bunlar bölünemez. Evrendeki değişimler de her monadın çalışmasına göre şekillenir. Şeyler- olaylar sadece tanrının müdahalesiyle bağlıdır. John Locke, Bacon’ın deneyciliğiyle, Descartes’ın şüpheciliğini  birleştirdi. Felsefeyi problem çözme aracı olarak tanımladı. İnsanın boş bir levha gibi doğduğunu her şeyin deneyimden geldiğini söyledi. George Berkeley adlı psikopos ise maddenin sadece zihnin bir temsili olduğunu söyledi. Berkeley Locke’a, David Hume da Berkeley’e karşı çıktı. Şüpheciliğin bilgi ve gerçek yolunda var sayılabilecek en önemli nokta olduğunu söyledi. Kant’ı uykudan uyandırdı. JJ. Rousseau etik ve politik felsefe ile ilgilendi. Toplum sözleşmesi, İtiraflar gibi çalışmalarında insanın “iyi” olarak doğduğunu ve toplumun onu bozduğunu söyledi. Toplumun itici gücünün genel istekler olduğunu ve buna saygı duyulması gerektiğini belirtti. Immanuel Kant felsefe tarihinde en çok anlaşılmaya çalışılan kişidir. Çoğu kişiye göre en felsefi soruları sormuştur. Descartes, Spinoza ve Leibniz’in rasyonalizmi ile; Locke, Berkeley ve Hume’un deneyciliğini aynı paydaya getirmiştir. Zıtlıkları aynı felsefede birleştirdi. Saf Aklın Eleştirisi adlı çalışmasında belirttiği gibi: Gerçekler(numenler) bilinemez, görüngüler(fenomenler) yani görünen dünya ise yasalarla yönetilir ve bilinebilir. Bilginin duyudan gelmediğini savundu. Süreklilik, gereklilik, bilgi gibi konseptlerin bize birleşik bir dünya bilgisi verdiğini, ahlaki eylemlerin “görev duygusu” ile şekillendiğini söyledi.

KANT SONRASI DÜŞÜNÜRLER SCHOPENHAUER, FİCHTE, HEGEL, MARX (19.YY)

Schopenhauer gerçeğin itici gücünün “istek” olduğunu söyledi. Ona göre gerçeği anlamak için içeri bakmalıyız, dışarı değil. Yani evrenin dışı ya da ruh gibi gizemleri değil kendimizi incelemeliyiz. Ona göre tüm insanlık uğraşı boştur. Hayatın ilacı “vazgeçiş”tir. Hegel tez, antitez, sentez üçlemesini popüler hale getirdi. Tanrı ve akıl birliğini savundu. Devleti en yüksek ahlaki örgüt olarak tanımladı. Karl Marks Hegel’in diyalektiğinden yola çıkarak sınıf çatışmasını betimledi. Politik felsefenin ve siyasetin en meşhur ismidir. Kapitalist- anamalcı- güdümlü ekonomik eşitsizliği ve sanayileşen toplumun görünümünü en iyi o anlattı. 

HÜMANİST FELSEFE- MODERN BİLİMİN DOĞUŞU COMTE, J.S. MİLL (19-20 YY.)

Auguste Comte pozitivist genelde felsefe ile ilişkilendirilir. Metafiziği anlamsız gören bu felsefeye göre bilimsel metot problemlerin çözümünde tek yoldur. İnsanın sorgulamalarına gözlem ve deneyle yanıt verilebilir. “İnsanlık Dini” dediği bir olgu ile laik bir anlayış getirmeye çalıştı. JS. Mill ondan etkilendi. Özgürlük Üzerine adlı çalışması ifade ve kadın özgürlükleri üzerine baş yapıttır. Biyolog Darwin Türlerin Kökeni adlı çalışmasıyla insanlık algısını kökten değiştirmiştir. Evrim ve doğal seçilim fikirleri tarihi etkileyen ciddi adımlardandır.

NİHİLİZM- HİÇÇİLİK& EGZİSTANSİYALİZM- VAROLUŞÇULUK KİERKEGAARD, NİETZSCHE, HEİDEGGER, SARTRE, DOSTOEVSKY, CAMUS, KAFKA, HESSE (19-20 YY.)

19. ve 20. yy. varoluşçularına göre var olmak özden önce gelir. Kierkegaard düşüncenin kurucusu olarak ünlenir. Korku ve titreme insanı var oluşu fark etmeye sürükler. Heidegger’e göre ölüm fikri bir hiçlik hissi oluşturur, insanlar doğal olmayan alışkanlıklara sığınarak özgür iradelerini terk etmek isterler. “Biz özellikle yalnızız” der. Dünyaya yalnız gelip yalnız gitmekteyizdir. Sartre ise insanın farklılığını hareket ederken aynı zamanda farkında olabilmelerine bağlar. A priori(önsel) bir hayat anlamı yoktur. En büyük uğraş bu rastgele olasılıklı dünyada kendimize anlam vermektir. Bu da sinir harbine ve ölüm korkusuna yol açar. Nihil- Latince “hiç” gerçeğe dair beyanları reddeden, doğru ya da yanlışa inanmayan düşünceye verilen addır. Nietzche, Güç İstenci’nde nihilizmin köklerini anlatmıştır. Köle ve efendi ahlakını anlatmış, ikisinin ayrımlarını belirtmiştir. Hristiyanların köle ahlakına sahip olduğunu, insanlığın ezik tarafını temsil ettiğini söyler. Gerçek ve olgu diye bir şey yoktur. Bunlar bir yorumdur. İnsanlığın tek umudu Übermensch- Üstinsan’a ulaşmak ve dini aşmak olmalıdır.En.Wikipedia‘dan DMY tarafından derlenmiştir. Bakınız: 
ZAKİR KAYA -KHA .

Hiç yorum yok:

saygı ve iyi nıyetli açıklama niteliği taşımayan yorumlar yayınlanmıyacak tır

YENİ GÖNDERİ

recentposts1

POPÜLER GÖNDERİLER