SALİHA GÖK:Türkiye Ekonomisinin Eşik Noktası: Sessiz Dönüşümün Anatomisi

Türkiye ekonomisi son yıllarda yalnızca rakamsal verilerle açıklanamayacak kadar derin bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Bu dönüşüm, kimi zaman görünür adımlarla, kimi zaman da sessiz bir yapısal değişimle ilerliyor. Ekonominin dinamiklerini anlamak, artık sadece piyasa hareketlerini izlemekle mümkün değil; toplumsal eğilimleri, üretim desenlerini ve küresel akımların yansımalarını birlikte okumak gerekiyor.

Bugün Türkiye ekonomisini belirleyen en büyük gerçeklik, değişimin artık bir tercih değil, zorunluluk hâline gelmesidir. Dünya ekonomisi dijitalleşme, yeşil dönüşüm ve veri odaklı üretim gibi başlıklara doğru hızla ilerlerken, bu dönüşüme ayak uyduran her ülke yeni bir rekabet avantajı elde ediyor. Türkiye de bu dalganın tam ortasında yer alıyor.

Üretim altyapısında, girişimcilik kültüründe ve teknolojik yetkinliklerde önemli bir hareketlilik var. Bu hareketlilik, yakın gelecekte yeni sektörlerin öne çıkacağını; geleneksel sektörlerin ise kendini yenileyerek farklı kulvarlara taşınacağını gösteriyor. Özellikle genç nüfusun teknoloji adaptasyonu, ülkenin en stratejik gücü olarak öne çıkıyor.

Ekonominin kırılgan yanları elbette var. Küresel fiyat dalgalanmaları, jeopolitik belirsizlikler ve işletmelerin finansmana erişimi hâlâ kritik birer başlık. Ancak tüm bunlar, Türkiye ekonomisinin potansiyelini ortadan kaldırmıyor; yalnızca daha dikkatli, daha veriye dayalı ve daha uzun vadeli bakış açılarının gerekliliğini hatırlatıyor.

Bugün Türkiye’nin ihtiyacı, yüksek sesli tartışmalardan ziyade, uzun vadeli stratejilerin kararlı bir şekilde uygulanması ve tüm paydaşların aynı hedef doğrultusunda ilerlemesidir. Doğru planlama yapıldığında Türkiye ekonomisi, bölgesel üretim ve lojistik üssü olma potansiyelini rahatlıkla gerçeğe dönüştürebilir.

Ekonomik büyüme artık yalnızca rakamlardan ibaret değildir.
Büyüme; nitelikli üretim, yenilikçilik, sürdürülebilir kalkınma ve insan sermayesinin güçlenmesiyle mümkündür.

Türkiye bugün bu eşiğin üzerindedir:
Doğru adımlar atıldığında, önümüzdeki on yıl bir dönüşüm on yılı olacaktır.