AB’yle somut adım beklentisi

AB’yle somut adım beklentisi

TÜRKİYE ile Avrupa Birliği kurumlarının liderlerini bir yıl aradan sonra buluşturan Bulgaristan’ın Varna şehrindeki toplantı, diyaloğun sürdürülmesi ve sorunların aşılarak ilişkilerdeki potansiyelin tam olarak kullanılmasına olanak verecek zemini oluşturma açısından önemli bir ilk adım oldu. Tarafları birleştiren unsurlar kadar sorunların da açıklıkla ele alındığı toplantıda AB kanadı, Türkiye’nin üyelik perspektifini AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker’in, “Garantörü benim” sözleriyle bir kez daha net şekilde teyit etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da zorlu bir dönemi geride bırakmış olmayı umduklarını söyledi. Tarafların pozisyonlarına bağlı kaldığı toplantıda somut bir ilerleme ya da mevcut sorunların aşılmasına yönelik bir uzlaşı ise sağlanamadı.

AB Dönem Başkanı Boyko Borisov’un ev sahipliğinde AB Konseyi Başkanı Donald Tusk ve Juncker ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı toplantı geçen yıl 25 Mayıs’tan bu yana AB ile Türkiye arasında yapılan en üst düzey toplantıydı.
Erdoğan, zirve sonrasında düzenlenen ortak basın toplantısında, küresel bir güç olma iddiasındaki Avrupa’nın, Türkiye’yi genişleme politikalarının dışına itmesinin vahim bir hata olacağını belirterek, “Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde zorlu bir dönemi geride bırakmış olmayı umuyoruz” dedi. AB ile Türkiye arasındaki güvenin yeniden tesisinin ilk adımını hep birlikte atmış olduklarını umduğunu ancak ‘adımı attık demenin yeterli olmadığını, somut adım atılması gerektiğini söyleyen Erdoğan şu ifadeleri kullandı: “Varna’dan AB ülkelerine seslenmek istiyorum. Gelin, ortak coğrafyamız olan Balkanlar’da istikrar ve refahın sağlanması yönünde birlikte çalışalım. Gelin, Suriye, Irak, Filistin, Kudüs, Yemen, Rohingya, Afrika gibi uluslararası konularda işbirliğimizi derinleştirelim. Gelin, güçlü, müreffeh ve istikrar abidesi Avrupa’yı hep birlikte inşa edelim.”
TALEPLERİ SIRALADI
Toplantı, Türkiye ile AB’nin, bazı noktalarda kesişmekle birlikte, önceliklerinin farklı olmayı sürdürdüğünü de ortaya koydu. Erdoğan, Türkiye’nin taahhütlerini fazlasıyla yerine getirdiğinin altını çizerek beklenti ve tespitlerini şu şekilde sıraladı:
-TERÖRLE MÜCADELE Teröre karşı operasyonlarımız, sadece kendimizin ve Suriyelilerin güvenliğine değil, Avrupa'nın da güvenliğine katkı sağlamaktır. Biz, artık terörle mücadele gibi hassas konularda afaki ve haksız eleştiriler değil, güçlü destek bekliyoruz. Teröre karşı aldığımız tedbir ve operasyonlar gerekli olduğu sürece devam edecek, tehditler bertaraf edildiği zaman sona erecektir.
-VİZE SERBESTİSİ Bununla ilgili çalışma kağıdımız şubat ayı başında AB Komisyonu’na sunulmuştu. AB tarafına çalışmalarının bir an önce tamamlanması gerektiğini de söyledik. AB, bu noktada adımını bir an önce atarsa o da bizi rahatlatacaktır. Bu siyasi bir mesele haline getirilmemeli, vatandaşlarımızın AB'ye olan güvenini sarsacak bir hal almamalıdır
-MALİ YARDIM 3 milyar Euro’nun sadece 1.8 milyarı geldi. İnsani krizlerde bürokratik hantallığa yer yoktur. 
-GÜMRÜK BİRLİĞİ GÜNCELLEMESİ Çalışmalarına başlanması konusundaki beklentimizi de dile getirdik. Bu tür teknik konuları siyasetin meselesi haline getirmemeliyiz
-KIBRIS SORUNU Kıbrıs meselesinin seyrinden bağımsız olarak, adanın etrafındaki doğal kaynaklara dair karar alma mekanizmalarına Kıbrıslı Türklerin eşit olarak dahil edilmesi uluslararası hukukun gereğidir. AB’yi Kıbrıs konusunda hakkaniyetli olmaya çağırıyoruz.
JUNCKER’DEN GARANTİ
Türkiye’nin üyelik sürecinin tartışma konusu yapıldığı ve müzakerelere son verilmesi çağrılarının gündemde olduğu bir ortamda Ankara’nın toplantıdan en önemli beklentilerinden biri AB’nin üyelik sürecine bağlı olduğu yönünde güçlü bir teyitti. Bu teyit Juncker’den geldi. İlişkilerin içinde bulunduğu durumdan üzgün olduğunu belirten ve üyelik dışında bir önerinin söz konusu olmadığını söyleyen Juncker, müzakerelerin kesilmesine yönelik söylemleri de basit ve yapay olarak niteledi. Müzakerelerin durmasına karşı olduğunu belirten Juncker, “Verilen sözün tutulmasının, Türkiye ile müzakerelerin devamının garantörü benim” dedi. Juncker, Varna toplantısı için ‘karışık duyguların olduğu mesajların ise karışık olmadığı bir toplantı’ sözleriyle tanımlarken, “AB ve Türkiye birlikte hareket etmeli” diye konuştu.
BEKLENTİ VAR SONUÇ YOK
Daha çok tarafların pozisyonlarını birbirine aktardığı, sorunlu konuların aydınlatılmaya çalışıldığı ve beklentilerin hatırlatıldığı bir havada geçen toplantı şu an için belirgin ilerleme sağlanmasına olanak vermese de gelecek için umutlu olunduğunun teyidini sağladı. Tusk, “Bugün somut bir uzlaşıya varamadık. Ancak gelecekte bunun mümkün olacağını umuyorum. Sadece sorunlu alanlarda ilerleme AB-Türkiye ilişkilerini iyileştirmemize olanak sağlayacak, buna üyelik müzakereleri de dahil” dedi.
AB’NİN BEKLENTİLERİ
AB tarafının beklentilerini ise şu şekilde özetlemek mümkün:
-Aday bir ülke olarak demokrasinin en üst standartlarının uygulanması.
-Temel özgürlükler ve hukukun üstünlüğü açısından endişe yaratan bazı yöntemlerin değiştirilmesi.
-AB üyeleriyle iyi ikili ilişkiler sağlanması.-Doğu Akdeniz ve Ege Denizi’ndeki gerginliklere son verilmesi.

Hiç yorum yok:

saygı ve iyi nıyetli açıklama niteliği taşımayan yorumlar yayınlanmıyacak tır

YENİ GÖNDERİ

recentposts1

POPÜLER GÖNDERİLER