Cumartesi Anneleri: Biz Demirel’i iyi bilmeyiz, iyilikle yad etmeyiz
Cumartesi Anneleri/İnsanları, 534. buluşmalarında 1994’te kaybedilen Abdülvahap Ateş için adalet istedi, hayatını kaybeden 9. Cumhurbaşkanı Demirel için de hesap vermeden öldüğünü söyledi.
Cumartesi Anneleri/İnsanları Galatasaray Meydanı’ndaki 534. buluşmalarında 14 Haziran 1994 günü Mardin’in Kızıltepe ilçesinde gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Abdülvahap Ateş’in akıbetini sordu.
Buluşmada bugün toprağa verilen 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in kayıpların en başta gelen sorumlularından biri olduğu, hesap vermeden öldüğünü söylendi, “Nasıl bilirdiniz?” sorusuna, “İyi bilmezdik” diye yanıt verildi.
‘Unutmayacağız, unutturmayacağız’
Buluşmada, Abdulvahap Ateş’in kardeşi Abdulrahim Ateş ile İHD Mardin Şubesi’nin gönderdiği mektuplar okundu.
“Kürdistan’da ve Türkiye’de 1993-1996 yılları arasında sistematik olarak insanlığa karşı suçlar işlendi.
“Devletin bizzat oluşturduğu JİTEM örgütü insanlığa karşı işlenmiş suçların orginize edicisidir. Tüm kayıplarda fail bizzat devletin kendisidir.
“İHD Mardin Şubesi olarak Cumartesi Anneleri’nin yanında, yüreğinde olabildiysek ne mutlu bize. Unutmayacağız, unutturmayacağız.”
Kayıp yakınlarının konuşmaları
* Kenan Bilgin’in ağabeyi İrfan Bilgin: Demirel de 12 Eylül darbesinin mimarı Kenan Evren gibi hesap vermeden gitti. Hiçbir hesap vermeden ölüp gittiler. Burada gördüğünüz kayıpların yüzde 80-90’ının sorumlusu Demirel’dir. Demirel öldüğü için üç gün yas ilan ettiler. Yaptığı zulümleri ödüllendirmek için mi yas ilan ettiniz? Evet, Demirel bizlerde de büyük izler bıraktı. Hakkımızı helal etmiyoruz”
* Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun: Ben Demirel’in ölümüne üzüldüm. Onun yakasından tutup, kirli yüzüne bakamadığım için üzüldüm. Demirel bu dünyada güzel yaşadı ama öbür dünyada bizim iki elimiz yakasında olacak. Sonuna kadar senden hesap soracağız. O azabı çekeceksin.
* Hüseyin Taşkaya’nın eşi Kezban Taşkaya: Eşim kaybedildiğinde Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı’ydı. Hesap vermeden gitti. Ben ve çocuklarım ona hakkımızı helal etmiyoruz.
* Hasan Ocak’ın ağabeyi Ali Ocak: Süleyman Demirel devletin önemli adamlarından biriydi. Hasan Ocak’ların, Uğur Mumcu’ların, Bahriye Üçok’ların kaybedilmesinden, katledilmesinden sorumlu devlet adamlarından biriydi. Hüseyin Toraman kaybedildiğinde ‘Cebimde mi ki çıkarayım’ diyen odur. Devlette devamlılık esastır. Bugünün devlet yetkilileri ondan öğrendiklerini uyguluyorlar.
‘Halka, evlatlarımıza ve bize karşı suç işlemiş biri olarak biliriz’
Haftanın basın açıklamasını Cumartesi İnsanı Hatice Kalpaklı okudu.
“’Devlet zaman zaman rutin dışına çıkabilir’ diyerek devlet çetelerini, cinayetlerini, katliamlarını meşrulaştıran Demirel öldü.
“Biz Demirel’i insan hakları karşıtı, demokrasi karşıtı, barış karşıtı rejim temsilcilerinden biri olarak biliriz.
“Biz Demirel’i halka, evlatlarımıza ve bize karşı suç işlemiş biri olarak biliriz. Biz Demirel’i iyi bilmeyiz, iyilikle yad etmeyiz.”
Abdülvahap Ateş’e ne oldu?
“Abdülvahap Ateş, 14 Haziran 1994 günü Mardin’in Kızıltepe ilçesi Kırkkuyu Köyü’ne yapılan baskında ağabeyi Abdurrahim Ateş ile birlikte şiddetli şekilde darp edilerek gözaltına alındı.Gözaltına alındıktan sonra Ateş’ten bir daha haber alınamadı.
“Ateş ailesinin tüm başvuruları sonuçsuz kaldı. Aile ve İHD’nin ısrarlı takibi sonucunda 22 maktulün katledilmesiyle ilgili başlatılan soruşturma 20 Haziran 2014 yılında davaya dönüştü.
“Dönemin Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Albay Eşref Hatipoğlu ile Kızıltepe İlçe Jandarma Komutanı Hasan Atilla Uğur’un da aralarında bulunduğu 9 sanık hakkında açılan davanın Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşması ‘Üst düzey komutanların yargılanması için HSYK’dan izin alınması’ gerekçe gösterilerek durduruldu.”
Hiç yorum yok:
saygı ve iyi nıyetli açıklama niteliği taşımayan yorumlar yayınlanmıyacak tır