Patinaj karşısında yeni yol başkanlık sistemidir



Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Patinaj yapıyoruz. Sürekli patinaj yapan arabayı yürütmek için harcanan güç israftır. Yeni yol başkanlık sistemidir" dedi.
MALATYA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malatya'da katıldığı toplu açılış töreninde, "Patinaj yapıyoruz. Sürekli patinaj yapan arabayı yürütmek için harcanan güç israftır. Yeni yol başkanlık sistemidir" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malatya Yeni Cami önünde düzenlenen toplu açılış töreninde vatandaşlara hitap etti. 
Malatya'da yapımı tamamlanan ve toplam değeri 240 milyon lira olan eser ve yatırımların resmi açılışlarının yapılacağını bildiren Erdoğan, açılışı yapılan eserleri sayarak, bunların yapımında emeği geçen tüm kurum, kuruluş ve özel sektör temsilcilerine teşekkür etti. 
Büyüyen, gelişen, modern bir Malatya için son 12 yılda çok önemli yatırımlar yaptıklarını ve bunların devam edeceğini belirten Erdoğan, 3 bin 609 dersliği, 800 yataklı devlet hastanesini, 300 yataklı kadın doğum ve çocuk hastanesini, 150 yataklı fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezini Malatya'ya kazandırdıklarını, bölünmüş yol uzunluğunu 36 kilometreden, 336 kilometreye çıkardıklarını söyledi.
Vatandaşların "Malatya seninle gurur duyuyor" tezahüratları üzerine Erdoğan, "Biz sizlerle gurur duyuyoruz. son 2 yılda Malatya'ya 6 kez geldim. Sizin Allahınıza kurban, size olan sevdamız evvel Allah artarak devam ediyor. Sizler bizi bu yolculukta hiçbir zaman yalnız koymadınız, her zaman yanımızda oldunuz, sizinle bu yolları beraber yürüdük. Aşık Veysel gibi 'uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece dedik' ve hakikaten gittik gündüz, gece" diye konuştu. 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Valilikte aldığı brifingde Malatya'da dersliklerdeki öğrenci sayısının 30'un altında olduğunu öğrendiğini ifade ederek, kendi öğrencilik yıllarında sınıflarında 75, bazı dersliklerde ise 100-110 öğrenci bulunduğunu söyledi.
Malatya'nın, ulaşım altyapı noktasındaki önemine işaret eden Erdoğan, "Hem Malatya için hem de ülkemizin kuzey-güney ulaşım hattı için çok önemli olan Ermenek Tüneli inşallah bu yıl tamamlanıyor" dedi.
Erdoğan, 25 bin seyirci kapasiteli stadyum inşaatının devam ettiğini belirterek, "Barajları, göletleri, sulama tesislerini teker teker saymayacağım, zaten Malatya barajlar noktasında hamdolsun gayet iyi. Bunlar önemli yatırımlar, ama yeter mi? Yetmez" diye konuştu. 
Başbakanlığında olduğu gibi cumhurbaşkanlığı döneminde de Malatya'nın potansiyeline uygun yatırımlarının takipçisi olacağını dile getiren Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçimi kampanyasında Malatya'da düzenlenen ve 100 bini aşkın Malatyalı'nın katıldığı mitingi unutamadığını, o günkü heyecanın sandıklarda kendisini gösterdiğini belirtti. 
"Bizim genlerimizde liderlik sistemi var"
Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Malatya'nın yüzde 70 gibi bir oy oranıyla kendisine destek verdiğini, kendisini cumhurbaşkanlığı makamına taşıdığını hatırlatarak, şöyle devam etti:
"O makamın sahibi kim? Sizsiniz, ben milletin vekiliyim, milletin yetkilendirdiği bir cumhurbaşkanı olarak oradayım. Şimdi sizlerle bu buluşmayı yapıyoruz ya birileri rahatsız oluyor. Yüksek Seçim Kuruluna müracaat etmişler, ne diyorlar? 'Cumhurbaşkanına seçime kadar, 7 Haziran'a kadar meydanları yasaklayın'. Bunlar hala cumhurbaşkanının ne anlama geldiğini öğrenememişler. İşte başkanlık sistemine de bundan karşı çıkıyorlar. Niye? Çünkü onların başkanlık sistemini tahayyül etmeleri mümkün değil. Zira bunların genlerinde bu yok, ama bizim tarihimizde, genlerimizde, geleneğimizde başkanlık sistemi var, bizim genlerimizde liderlik sistemi var."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlerde kendisine yüzde 92'lik oy oranıyla yüksek bir destek veren Malatya'nın Kale ilçesine ve yüzde 87'lik oranla destek veren Pötürge'ye özel selamlar göndererek, "Her halde diğer ilçeler böyle bir selamlama yaptım diye bana darılmaz değil mi? Hepsine ben zaten, yüzde 70 ile selamlarımı, sevgilerimi, saygılarımı özellikle gönderiyorum. Seçimden hemen önce 7 Ağustos'ta bizi bağrınıza bastınız, tüm Türkiye'ye, dünyaya bu mücadelede safınızın ne olduğunu gösterdiniz. O çok anlamlı bir gündü, demokrasiden yana, özgürlükten yana, haktan, adaletten, yeni Türkiye'den yana, yeni anayasadan yana olduğunuzu söylediniz. O muhteşem miting için sizlere ayrıca şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu. 
Malatya'nın göreve geldikten sonra ziyaret ettiği dokuzuncu il olduğunu hatırlatan Erdoğan, Malatya'ya her gelişinde güç aldığını, moral kazandığını, bu moral ve güçle Türkiye için, millet için var gücüyle çalıştığını, çalışmaya devam ettiğini kaydetti.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Malatya bu kardeşini bilir, ama ben de Malatya'yı bilirim. Bilirim ki Malatya'dan vasat insan insan çıkmaz. Çünkü Malatyalı özgündür, kendine mahsus kabiliyetleri, özellikleri, enerjisi vardır. Bunun için de Malatyalılar bulundukları her yerde çalışkanlıkları, üretkenlikleriyle, girişimcilikleriyle, başarılarıyla kendilerini fark ettirirler, gösterirler. Battal Gazi'nin torunlarına böylesi yakışır, Sadreddin Konevi'nin doğduğu topraklara böylesi yakışır. O Konevi ki bu topraklarda tasavvuf kültürünün yayılmasında, kök salmasında büyük hizmetleri olmuş bir büyüğümüzdür. Hamido'nun evlatlarına böylesi yaraşır. O Hamido ki Türkiye'nin en karanlık dönemlerinden birinde cesaretiyle, dirayetiyle tüm ülkeye örnek olmuş, bedelini de ailesiyle birlikte canını vererek ödemiş bir kahramandır. Turgut Özal'ın hemşehrilerine de böylesi yakışır. O Özal ki 12 Eylül ihtilalinin ardından bir kardelen çiçeği gibi, milletimizin umudu olarak ortaya çıkmış, Türkiye'yi yepyeni bir döneme taşımıştır. Özal ne diyordu? 'Büyük Türkiye' diyordu, 'Büyük Türkiye için başkanlık sistemine geçmemiz gerekir' diyordu. Biz de bugün aynı şeyleri söylüyoruz; 'yeni Türkiye' diyoruz, 'yeni anayasa' diyoruz, 'başkanlık sistemi, Çözüm Süreci' diyoruz. Malatyamızın siyasetimize armağan ettiği tüm kazanımlara sahip çıkıyoruz." 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Turgut Özal'a "diktatör", "tek adam heveslisi" diyerek iftira atanların bugünde aynı şeyleri kendisi için söylediklerini belirterek, o dönemin gazetelerini arşivlerden çıkarttırdığını söyledi. Özal ile kendisine aynı sözlerle saldırıldığını dile getiren Erdoğan, Özal'ı cumhurbaşkanı seçtirmemek için kullanılan tüm kirli yöntemlerin, 2007'de Abdullah Gül için aynen kullanıldığını ama kendilerinin milletin desteğiyle bu engelleri aştıklarını anlattı. 
"Yüzde 70'lik desteği herhalde Ankara'da oturup, yan gelip yatsın diye vermedi" 
Erdoğan, "Biz milletimizin desteğiyle bu engeli aştık, hatta bununla da kalmadık, bir daha bu yola tevessül edemesinler diye cumhurbaşkanını doğrudan halkın seçmesinin yolunu açtık. Bu seçimde, gittiğimiz ilk cumhurbaşkanlığı seçiminde, Malatyalı bu evladına, bu kardeşine yüzde 70'lik desteği herhalde Ankara'da oturup, yan gelip yatsın diye vermedi. Sadece masa başında imza atsın diye de vermedi" dedi. 
"Koşturan, çalışan, terleyen, farklı bir cumhurbaşkanı olacağız" diye cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasını yürüttüğünü ve bu taahhütle oy istediğini hatırlatan Erdoğan, "Türkiye'nin hızla gerçekleştirilmesi gereken hedefleri vardı. Diğer 80 vilayetimizle birlikte Malatya'nın beklentileri, ihtiyaçları vardı. Mevcut sistemin Türkiye'yi getirdiği yer burasıdır, daha fazla ileri gidemiyoruz, arzu ettiğimiz şekilde, ihtiyacımız olduğu şekilde ilerleyemiyoruz. Patinaj yapıyoruz, patinaj. Sürekli patinaj yapan bir arabayı yürütmeye çalışmak için harcanan güç israftır. Çünkü hemen yanında aynı güçle, aynı imkanla çok daha hızlı, verimli şekilde ilerleyebileceğimiz bir yol var. İşte bu yol; yeni anayasadır, başkanlık sistemidir. Bu sistem bizim kadim devlet geleneğimizin gereğidir" diye konuştu.
Erdoğan, artık çalışmaları, Beştepe'deki yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda, milletin evinde yürüttüklerini söyledi.
Resmi kabulleri ve törenleri orada yaptıklarını belirten Erdoğan, bir dahaki cumhurbaşkanlığı seçimine kadar 50 bin muhtarla milletin evinde bir araya gelmeyi hedeflediklerini bildirdi.
Erdoğan, şu ana kadar iki Muhtarlar Toplantısı yaptıklarını ve 800 muhtarla bir araya geldiklerine işaret ederek, önümüzdeki hafta 400 kişilik bir grubu daha misafir edeceklerini aktardı.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın, milletin evi olduğunu dile getiren Erdoğan, halkı temsilen muhtarları orada ağırladıklarını anlattı.
"Bunlar köksüz..."
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki resmi törenlerde, cumhurbaşkanlığı forsunda yer alan tarihteki 16 Türk devletini, o dönemin kıyafetleriyle temsil eden birer askerin de yer aldığına dikkati çekerek, "Birileri kendi aklınca bunu alaya alıyor, dalga geçiyor. Görevimiz gereği dünyanın dört bir yanına gittim. Oralardaki resmi törenleri gördüm. Pek çoğunda kendi tarihlerini, kendi kültürlerini ifade eden sembolik unsurlarla karşılaştım. İngiltere'ye git, bunu görürsün. Fransa'ya git bunu görürsün. Değişik ülkelerde hep bunlar var. Bunları da gayet memnuniyetle, ilgiyle takip ettik. Biz kendi tarihimizi, kendi kültürümüzü, kendi mirasımızı bu şekilde sembolik olarak törenlere dahil ettiğimizde bundan niye rahatsız oluyorlar? Çünkü bunlar köksüz. Çünkü bunlar kendi tarihlerinden, kendi geçmişlerinden, kendi medeniyetlerinden habersiz. Hatta bir kısmı bundan utanıyor. Niye? Milletimizle irtibatları tümden kopmuş da ondan. Kendilerine başka bir dünya inşa etmişler, orada yaşıyorlar" şeklinde konuştu.
"Ey Parlamento'nun içinde olanlar, niye korkuyorsunuz?"
Milletle bir arada yaşadıklarını ve onlarla iftihar ettiklerini vurgulayan Erdoğan, milletin tarihiyle, kültürüyle, medeniyetiyle gurur duyduklarını söyledi. Bunu da her yerde, her vesileyle göstermekten asla imtina etmediklerini ve etmeyeceklerini kaydeden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Tabii kafa bu olunca biz 'başkalık sistemi' dediğimizde onlar buna 'diktatörlük' diyerek, 'padişahlık' diyerek mukabele ediyor. Türkiye'yi millete rağmen, milletin taleplerine rağmen kendi kurdukları vesayet düzeniyle yönetmeye alışmışlar. Biz milli irade deyince, egemenlik milletindir deyince, tek istikamet belirleyeceğinin millet olduğunu söyleyince rahatsız oluyorlar. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin değil mi? Sadece Meclis'in duvarına yazılsın diye egemenlik kayıtsız şartsız milletin denmedi. İşte egemenlik burada. Bu meydan ne derse o olacak. Buradan sesleniyorum, ey Parlamento'nun içinde olanlar, niye korkuyorsunuz? Hadi başkanlık sistemini millete soralım. Millet ne diyor, 'evet' mi diyor 'hayır' mı diyor, buna bakalım. Millet 'evet' diyorsa mesele bitmiştir, 'hayır' diyorsa gene bitmiştir."
Erdoğan, vesayet düzenini yıllardır keyiflerince, diledikleri şekilde kullananların tüm kaleleri birer birer ellerinden gidince telaşlandıklarını vurguladı.
"Birileri, bileklerimize pranga vurmasın"
Başkanlık sisteminin, vesayet düzeninin bir daha esamesinin okunamayacağı bir dönemi başlatacağını ifade ederek, şunları söyledi:
"Şu anda 'demokrasi' diyorlar değil mi? En ileri demokrasi nerede? Amerika'da. Ekonomi Amerika'da. Hangi sistem var? Başkanlık sistemi. Şu anda G20 ülkeleri var. 10 tanesi başkanlık sistemiyle idare edilmektedir. Dünyayı yeniden keşfetmeye gerek var mı? En ileri hangi ülke varsa bakıyorsunuz orada başkanlık sistemi var. O zaman biz niçin hala burada direniyoruz? İstiyoruz ki sıçrayalım. Bu yarışa daha güçlü şekilde devam edelim. Birileri, bileklerimize pranga vurmasın. Gücünü doğrudan doğruya milletten alan bir başkan ve gücünü yine milletten alan bir meclis karşısında borularının ötmeyeceğini biliyorlar."
İç Güvenlik Paketi
Muhalefetin, TBMM'de kaç gündür iktidar partisinin getirdiği İç Güvenlik Paketi ile ilgili yasa teklifinin geçirilmemesi için ellerinden geleni yaptığını söyledi.   
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kim var burada? Muhalefet partileri. Üç parti. Yanlarında bir de Pensilvanya, paralel yapı. Bir araya geldiler, geçmemesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Gezi olaylarında tüm Türkiye'de kan gövdeyi götürdü mü? Belediyelerin araçları yakıldı mı? Esnafın dükkanları yakıldı mı? Vatandaşların otomobilleri yakıldı mı? İnsanlar öldü, öldürüldü mü? Bütün bunları savunanlar, buna karşı güvenlik güçlerimizin güçlenmesini niye istemiyor? Aynı şekilde 6-7-8 Ekim olaylarında birisi çıktı, siyasetçi güya, ne dedi? 'Sokağa dökülün'. Döküldüler mi sokağa? Terör örgütleriyle beraber, ellerinde molotofkokteyleriyle, havai fişekleriyle her tarafı yakıp yıktılar mı? Bunlar benim Kürt vatandaşlarımın da istismarını yaptılar. Bunlar Kürt vatandaşlarımın temsilcisi olamaz. Sadece istismarını yapıyorlar. Araçları yaktılar mı? Kendi belediyelerinde, onlara yönetiminin ait olduğu belediyelerde sokakları kazdılar. Oraları kazmak suretiyle oraları işlemez hale getirdiler. Çok büyük yolsuzluklar oldu. Suratında maskeler. Niye suratını maskeyle örtüyorsun? Eğer terörist değilsen suratını aç. Özgürlük diyorsan, işte özgürlük meydanı burası. Bak buradakiler maskeyle dolaşmıyorlar. Alnı ak, yüzü ak, bu şekilde buradalar. Bakıyorsun bir kısmı etek giymiş, niye etek giyiyorsun? Bunlar hanımlara da hakaret ediyorlar. Bunların durumu bu."
''Başkanlık sisteminde istikrar var, güven var"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Başkanlık sisteminde istikrar var, güven var. Başkanlık sisteminde kabus ortamını yakalayamayacaklar. Yıllarca milletin ağlaması pahasına bunların yüzü güldü. Şimdi millet gülerken bunlar ağlıyorsa inanın yapılan iş milletin menfaatine demektir. Ben böyle bakıyorum. Demek ki doğru yoldayız. Milletin yararına bir adım atılıyor'' ifadesini kullandı.
Ülkenin huzurunu, refahını istemeyenlerin, İç Güvenlik Yasası çıkmasını da istemediklerini belirten Erdoğan, ''Çünkü  İç Güvenlik Yasası çıkarsa, bunlar bu kadar rahat at oynatamayacaklar, o zaman molotofkokteylini, havai fişeklerini kullanamayacaklar. Demir bilyelerle kalkıp vatandaşa, polisime, sapan atamayacaklar'' dedi.
Bunların önüne geçebilmek için şu anda iktidar partisinin böyle bir İç Güvenlik Yasası teklifinin bulunduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
''Öyle veya böyle ne kadar engellerlerse engellesinler, inanıyorum ki Parlamento'dan geçecek. Buna benim inancım var. Neydi, bir hafta önce olacaktı da bir hafta sonra olur, iki hafta sonra olur. Ama bu olacak. Bunlar kaostan, krizden, istikrarsızlıktan, çekişmeden, kavgadan, darbeden besleniyorlar. Onun için de Başkanlık sistemini istemiyorlar. Çünkü Başkanlık sisteminde istikrar var, güven var. Başkanlık sisteminde kabus ortamını yakalayamayacaklar. Yıllarca milletin ağlaması pahasına bunların yüzü güldü. Şimdi millet gülerken bunlar ağlıyorsa inanın yapılan iş milletin menfaatine demektir. Ben böyle bakıyorum. Demek ki doğru yoldayız. Milletin yararına bir adım atılıyor.''
Kendilerinin kimseyi ağlatmak gibi dertlerinin olmadığını ifade eden Erdoğan, ülke için, millet için, Türkiye'nin 2023, 2053, 2071 vizyonu için ne gerekiyorsa onu yaptıklarını söyledi.
-''7 Haziran seçimleri Türkiye için bir milat olacak''
 Bütün bu adımlarla beraber dün yapılmayanların, eksik bırakılanların, yanlış yapılanların faturasını son 12 yıldır hep birlikte ödediklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bugün bunları yapmaya, çocuklarımızın, torunlarımızın, gelecek nesillerin bekası için mecburuz. Geçmişte Özal başta olmak üzere pek çok kişi bu gerçeği görmüştü. Onların gücü buna yetmemiş veya ömürleri kafi gelmemişti. Biz milletimizden aldığımız güçle, destekle bunu başarabileceğimize inanıyoruz. 7 Haziran seçimleri inşallah Türkiye için bir milat olacaktır. 10 Ağustos'ta Cumhurbaşkanını doğrudan kendisi seçen Türkiye'nin 7 Haziran'dan sonra yeni anayasasını yapabileceği, kendi başkanını seçeceği, bir iklime kavuşacağına da inanıyorum''
Meydandakilere seslenerek, ''Malatya yeni Türkiye'yi istiyor mu, yeni anayasayı istiyor mu, Malatya kendi başkanını seçmek istiyor mu, Çözüm Süreci'ni istiyor mu'' diye soran Erdoğan, ''Allah birliğimizi, beraberliğimizi, uhuvvetimizi eksiltmesin'' dedi.
Malatya'nın ülkenin tüm renklerini, tüm zenginliklerini bünyesinde barındıran bir şehir olduğunu ifade eden Erdoğan, Türküyle, Kürdüyle, Alevisiyle, Sünnisiyle ve diğer tüm zenginlikleriyle Malatya'nın ortaya koyduğu kardeşlik görüntüsünün herkese örnek olması gerektiğini söyledi.
-''Amacımız bir sancıyı dindirmek, bir yarayı iyileştirmek''
Bu iklimin Doğu ve Güneydoğu Anadolu başta olmak üzere tüm Türkiye'ye hakim olması için Çözüm Süreci'ni başlattıklarına dikkati çeken Erdoğan, bu sürecin hiç kimsenin kendilerine dayatmasıyla, zorlamasıyla, planlamasıyla başlatılmadığını söyledi.
 Çözüm Süreci'ni ülkenin, milletin buna ihtiyacını olduğunu gördükleri için projelendirdiklerini ve başlattıklarını anlatan Erdoğan, sürecin asıl muhatabının milletin, ülkenin tamamı olduğunu vurguladı.
Bu süreçte milleti üzecek, milletin hakkına, hukukuna halel getirecek hiçbir işin içinde olmadıklarını, olmayacaklarını dile getiren Erdoğan, ''Şehitlerimizin hatıralarını, gazilerimizin, onların ailelerini yaralayacak hiçbir adım atmadık, atmayız. Amacımız 30 yıl boyunca bu millete maddi ve manevi çok büyük maliyeti olmuş bir sancıyı dindirmek, bir yarayı iyileştirmektir'' görüşüne yer verdi.
-''Üzerimize düşenleri bihakkın yerine getirdik''
 Bu meseleyi aklıselime dayalı şekilde çözmek istediklerine işaret eden Erdoğan, hem altyapıdaki ihmalleri hem kültürel ve insani haklardaki ihlalleri telafi ederek, herkesin yararına olacak bir çözümü hedeflediklerini bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Biz bugüne kadar Çözüm Süreci'nde üzerimize düşenleri, bihakkın yerine getirdik, yaptık, yapıyoruz. Ama herkesin aynı sorumlulukta hareket ettiğini söyleyebilmem mümkün değil. Buna rağmen sağduyuyla, soğukkanlılıkla, itidalle, sabırla meseleyi bugüne kadar getirdik. Gerçekten sınırların zorlandığı, sabırların zorlandığı pek çok durumla karşılaştık. Sokakları terörize ettiler, kendi akıllarınca devlete karşı gövde gösterileri yaptılar. Baskıyla, tehditle, insanların iradelerini ipotek altına almaya çalıştılar. Silah kullanarak, silah taşıyarak terör estirdiler, ama bütün bunlara sabrettik. İnternet ortamında nefret suçu işlersen, terör çağrısı yaparsan, suç işlemiş olursun. Polisin adam öldürme, yaralama, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu suçu gibi durumlarda 24 saat, toplumsal huzuru bozan suçlarda 48 saat gözaltı süresi olsun diyoruz. Soruyorum size. Burada karşı çıkacak ne var? Molotofkokteyli atsınlar mı? Havai fişeklerle insanları yaralasınlar mı? Demir bilyelerle yaralasınlar mı? Burada işi Meclis'i savaş alanına çevirmeye kadar götürecek ne var?''
-"Bunları toptan reddetmek niye, bu canhıraş gayret niye"
Aslında bunları muhalefetin talep etmesi gerektiğini belirten Erdoğan, ''Onlar her zaman olduğu gibi yattıkları, başka işlerle uğraştıkları için hükümet bunları bir paket haline dönüştürüp Meclis'e getirmiş. Ne güzel yapmış. Eksiği varsa onu teklif et, fazlası varsa onu müzakere et. Bunları toptan reddetmek niye? Paketi Meclis'ten geçirmemek için bu canhıraş gayret niye'' ifadelerini kullandı.
''Türkiye'de bugüne kadar ne olduysa bunlara rağmen oldu. İç Güvenlik paketinin de bunlara rağmen ben Meclis'ten geçeceğine inanıyorum'' diyen Erdoğan, paketin yasalaşmasının ardından artık 6-8 Ekim olaylarında olduğu gibi kamu vicdanını yaralayan görüntülere müsaade edilmeyeceğini vurguladı.
Çözüm Süreci'ni de kendi takvimine, kendi programlarına uygun şekilde sürdürdüklerini ve sürdüreceklerini dile getiren Erdoğan, ''Türkiye'yi bu büyük sıkıntılardan kurtarmak, ortak bir gelecek tasavvuru doğrultusunda kardeşliğimizi güçlendirmek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz'' dedi.
-"Bu yola beyaz kefeni giyerek çıktık"
Paralel devlet yapılanmasıyla ilgili medyaya da seslenen Erdoğan, ''Siz kimin yanındasınız? Ey yazılı ve görsel medya? Siz, havai fişek atanların yanında mısınız? Siz, ellerinde molotofkokteyliyle Serap kızlarımızı yakanların yanında mısınız? Siz toplu katliamların peşinde koşanların yanında mısınız? Siz paralel devlet yapılanmasıyla birlikte bu ülkede Cumhurbaşkanı'nı, Başbakan'ı, Anayasa Mahkemesini, Türk Silahlı Kuvvetlerini dinleyenlerin yanında mısınız? Sermaye çevrelerinin alışverişlerini, bütün bunları şantajla, montajla tehdit ederek soymaya çalışanların yanında mısınız'' diye konuştu.
Erdoğan, şahsını ve ailesini tehdit ettiklerini belirterek, bu yola çıkarken beyaz kefenlerini giyerek çıktıklarını söyledi. 
''Allah'ın verdiği ömrü bir lahza öne, bir lahza geriye götürmeye kimsenin gücü yetmez'' ifadesini kullanan Erdoğan, ''Şimdi de kızımı, beni tehdit ediyorlar. Kiminle beraber bunu yapıyorlar? Anamuhalefet partisiyle beraber yapıyorlar. Şimdi onlarda farklı farklı şeylerle bazı durumları söylüyorlar. Her şey hukuk içinde yürüyor merak etmeyin. Bunların belgesi, bilgisi her şeyi, varsa hukuk da herhalde gereğini yapacaktır fakat biz bunların farkındayız, biliyoruz çünkü başka çıkış yolunuz yok'' değerlendirmesinde bulundu.
Terör örgütü PKK'nın, bir siyasi partiye, Güneydoğu'da insanları silahla tehdit etmek suretiyle oy topladığını, muhtarların birçoğunun bu durumdan kendilerine hep dert yandığını kaydeden Erdoğan, ''Fakat dik durduğunuz sürece, dik durduğumuz sürece bilesiniz ki bu ülkede her daim, Hakk hakim olacaktır'' dedi.
İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün ''Namuslular, namussuzlar kadar cesur olmazsa başarıya ulaşamazsınız'' sözünü de anımsatan Erdoğan, namusluların, en az namussuzlar kadar cesur olması gerektiğini söyledi. Erdoğan, çekinmeyeceklerini, yılmayacaklarını, dik duracaklarını ve yolculuğa da böyle devam edeceklerini ifade etti.
-"Rahmetli Turgut Özal'ın diğer mirası" 
Erdoğan, milletin tamamının iradesi ve desteğiyle Çözüm Süreci'nin başarıya ulaşacağına inancının tam olduğunun altını çizdi. 
Malatya'nın bu konudaki yapıcı, üretken, özgün tavrını her zaman ortaya koyduğunu, gelecek dönemde de daha güçlü bir ses beklediklerini kaydeden Erdoğan, bu meselenin kendilerine, rahmetli Turgut Özal'ın diğer mirası olduğuna, onun bu konuda elini taşın altına koyduğuna ancak netice alamadığına dikkat çekti. 
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
''Özal'ın vefatının ardından Türkiye'nin ekonomide, siyasette ve bu meselede nasıl bir karanlık döneme girdiğini gayet iyi biliyor, hatırlıyoruz. Bu defa aynı hataların tekrarlanmaması için elimizden gelen gayreti ortaya koyacağız ve bu oyunların sergilenmesine de müsaade etmeyeceğiz. Milletimizin onuruna, itibarına halel gelmesine müsaade etmeden inşallah bu meselenin çözümünü sağlamak mecburiyetindeyiz. Çoğu gitti, azı kaldı. İnşallah güzel, aydınlık günler yakın. Ne diyor o güzel Malatya türküsünde? 'Allah'ın verdiği dert, gün olur geçer. Aşka düşen yürekler yanar, kül olur geçer...' Bizim yüreğimiz millet aşkı, millete hizmet aşkıyla dolu. Diğer her şey gelir geçer. Yeter ki bu aşk, bu sevda, bu umut bitmesin.''
-Notlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından TOKİ tarafından yapımı tamamlanan konutların anahtarlarını bazı hak sahiplerine teslim etti.  Erdoğan, ilk anahtarı, Muharip Gaziler Derneği Malatya Şubesi Başkanı Bayram Akdemir'e verdi. Anahtar teslimlerinin ardından Erdoğan, ''Ya Allah, bismillah'' diyerek yapımı tamamlanan eser, hizmet ve yatırımların toplu açılışını kurdele keserek gerçekleştirdi. 
Törene Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık, TOKİ Başkanı Mehmet Ergün Turan, Malatya ve çevre illerin AK Parti milletvekilleri katıldı.AA

Hiç yorum yok:

saygı ve iyi nıyetli açıklama niteliği taşımayan yorumlar yayınlanmıyacak tır

YENİ GÖNDERİ

recentposts1

POPÜLER GÖNDERİLER