TÜRK MİLLETİNE ABA ALTINDAN SOPA GÖSTERENLER.

ANADOLU BASIN YAYIN BİRLİĞİ'de KURUCU VE 1.DÖNEM GENEL BAŞKAN,YAŞAM BOYU ONURSAL GENEL BAŞKAN.
18 Ekim 2008 - halen

Hasan Alparslan yazdı

TÜRK MİLLETİNE ABA ALTINDAN SOPA GÖSTERENLER.

MAHALLİ seçimler öncesi siyaset sahnesinde taşların henüz oturmadığı, hızlı hareketlenmelerin sürdüğü ve siyasi tablonun her gün değiştirilmek istendiği görülmektedir.

Bu kargaşa ve arayış ortamında, seçim öncesine ilişkin siyasi kabus senaryoları gündeme getirilmekte ve maksatlı biçimde abartılmakta ve ülkemizde kaos ortamı yaratma çabalarını Emperyalist uzantıları, Marjinal guruplara ve çıkarcı Lobilere arka çıkan oy kaysına düşmüş siyasiler ile (BDP)Barış Ve Demokrasi Partililerince ve PKK yandaşlarınca tahrik unsuru olarak kullanılmaktadır.

Aslında bu yolla, Türk milletine “Aba altından sopa” gösterilmektedir.

Bir kısım medyanın da desteğini alan bu tür çabaların amacı ortadadır. Bir korku ve endişe ortamı yaratılarak, Türkiye için yeni seçenek olarak sunulmak ve zoraki birlikteliklerin önünün açılmasına çalışılmaktadır.

Ülkemizde siyasi istikrarı baltalamak, yarattıkları garabetle, komplo teorisiyle; Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesinde yer alan, Türk Devletinin varlığını oluşturan ÜNİTER DEVLET yapımıza vurulmak istenilen darbeyle bölüp, parçalama hastalığından başka bir şey değildir.

Öncelikle bu hastalığı iyi okumak, hastalığa iyi teşhis koymaktır.

Çünkü... Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki mesele ekonomik ve sosyal boyutlu “Kürt meselesi” değildir. Mesele, belli mihraklarca da desteklenen ülkemizin ve milletimizin birlik ve bütünlüğüne yönelik bölücü amaçlı bir terör meselesidir.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayan insanlarımız, uzun süreden beri, kendilerinin Türk olmadıklarını, Kürt etnisitesine mensup olduklarını ve haksızlığa uğradığını telkin eden, terör örgütü ve destekçileri ile uluslar arası mihrakların yoğun ayrılıkçı propagandasına maruz kalmaktadır.

Bin yıldır birlikte yaşadığı, aynı dinsel ve ulusal kimlik değerlerini paylaştığı ülkenin diğer insanlarından koparılmak istenmektedir.

Bölge halkı, bin yıldır birlikte yaşamanın ürettiği değerlerle ayrılıkçılığın yeni değerleri arasında psikolojik bir cendere altına alınmıştır.

Son günlerde yaşadığımız olaylar açıkça göstermektedir ki, belli amaçlar için yapılan dayatmaları irdelemeden, ülkemizin şartlarını dikkate almadan kabullenecek siyasi tavizlerin sonu gelmeyecektir.

Hangi amaç için olursa olsun, verilecek tavizler yeni tavizleri doğuracak ve verilecek her tavizler de bir hak olarak yerleşip kalacaktır.

Hepimizin, Türk milleti olarak ortak görüşü ve mutabakata vardığımız ortak nokta ve üzerinde hiçbir polemik yapılmaması gereken konu ülkemizin birlik ve bütünlüğüdür. Hiçbir birlik, hiçbir ittifak, hiçbir topluluk birlik ve bütünlüğümüzden ve ÜNİTER yapımızdan daha önemli değildir.

O halde siyasi irade bütün açıklığı, hassasiyeti ve çabalarıyla bu hususu ön planda tutmalı ona göre davranışlarında ve uygulamalarında kararlı olmalıdır.

Bu gün Türkiye siyasetinin içinde bulunduğu durumu bir cümle ile özetlemek gerekirse.. Cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde görülmeyen, Atatürk’ün oluşturduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısına gelmemek ve yemin etmemek zayıflığı ile Silivri ve KCK sanıklarının sığınacağı bir yer durumuna getirmek isteyen siyasi partiler, Türkiye için bu kadar utanç verici bir duruma düşmemeliydi.

Sormak istiyorum...

Babalar, analar şehit olan her evladının arkasından “Vatan Sağ olsun” söylemlerini boş yere mi etti? Beşikteki yavrular boş yere mi babasız, eli kınalı nişanlılar boş yere mi gözü yaşlı kaldı? Ve biz Türk evlatları, her şehitle birlikte yüreğimize saplanan hançerin acısını boş yere mi hissettik?

Demokrasinin kalbi olan T.B.M.M. sine girmeyen, boykot eden ve BİR SÜRE yemin etmeyen vekiller siz hiçbir şehit anası, babası elini öptünüz mü?

Aslında hepinizin sorumsuz ve duyarsızla ülkeyi idare edebileceğinize inanmıyorum. İnanmak da istemiyorum. Pek çoğunuzun kendine has hesapları var. Ama unutulmasın sizin bir hesabınız varsa, Allah’ın da bir hesabı var...

Biliniz ki... Şehit yakınlarının ve Türk evladının laneti ve gazabının altından kurtulamazsınız.. İşte o gün, siyaset sahnesinden silinip gitme hesabıyla bir gün karşılaşıverirsiniz.

Soruyorum...
Bizlerin vekili olmadığınıza göre,
Sizler kimlerin vekilisiniz ki; Atatürk’ün Cumhuriyet Meclisini bir süre boykot ederek Türkiye tarihine kara bir LEKE olarak yazıldınız.